GEZİ KEŞİFLERİ

22 Ağustos 2018 Çarşamba

KÖPEKLERİMİZ


Evde beslediğimiz sevimli köpeklerimiz. Aslında hepsi kurt soyunun mutasyonları, yapay seçilimin ürünleri. İnsan ırkının avcı toplayıcı yaşam evresinde kendisine tehdit olan hayvanları yok ettiğini gördüğünde kurtlar bir karar aldı. Aynı avı yakalamaya uğraşmak ya da ava giderken avlanma ihtimali yerine köşede beklemeyi ve insandan kalan artıkları yemeyi tercih etti. Bu tercihte bulunmayan kurtlar ise savaşmak zorundaydı. Tercih edenlere insan ırkı olumlu yaklaştı ve kendi çıkarları uğruna grubun içine aldı. Tehlike sezdiğinde haber veren ve eşini bile kendi seçemeyen bir kurt vardı artık yavaşça köpekleşen. Bu tercihlerini stres hormonlarının az salgılanmasına borçluydular ve insanla ortak yaşama doğru evrilmeye başladılar. İnsan eliyle olan bu evrim yapay seçilimin en güzel örneklerinden şu anki dost canlısı evcil köpeklerimizi bizlere sunuyor.
Şimdilerde hevesle evimize aldığımız ve hayat telaşesi içinde ilgi isteyen ve size sadakatle bağlı, çünkü genlerinde var, bu dostlarımızı kayıtsızca terk edebiliyoruz. Otoban kenarlarına bırakabiliyor ya da bile isteye üstünden geçebiliyoruz ( 300tl ile serbest de kalabiliyorlar ) oysaki onlar bizim seçilimlerimizdi. Tüm varlığını size adamış ve gerçekten devamlılığını sizlere borçlu olan bu dost canlısı varlıkları nasıl görmezden gelebiliyoruz. Ne zaman düşmanlarımız oldular da mahallelerde istenmiyorlar artık. Oysaki hırsıza da birebir depremin de habercisi olabiliyorlar. Dünya düzeninin içinde doğal ya da yapay seçilimle evrilmiş her tür canlı adına soruyorum. Nüfusu fazla olan mı kuvvetlidir? Zira öyle olsa insan ırkı uzun yıllar önce bu aşamalara gelemeden tarihe gömülmüş olurdu. Gücü elinde bulunduran mı kuvvetlidir? Özgür düşünce sisteminde hapsedilen gazetecilerin varlığında bu soruya evet denebilir belki. Peki o halde kadın hakları, işçi hakları, ve diğer haklar için savaşmaya gerek var mıdır? İnsan alemi içerisinde, kendi içimizde paylaşamıyorken bir şeyleri hayvanlardan kime ne, diye de sorabilirsiniz. Lakin dünyayı ele geçirmiş popülasyon olarak inandığımız hak ve adalet, dini sistemler, devlet düzenleri içerisinde zulme yer olanı var mı? Güce inanıyorsanız kendi güçsüzlüğünüzü ve her türlü varlığınızın elinizden alınma ihtimalini kabul edin. Diğer seçeneklere yakın isek bu türcülükten vazgeçmek dünya düzeni içinde, sağlıklı yaşamlar içinde en doğrusu olacaktır. İnsan dahil tüm canlıların yaşamaya hakkı olduğunu zira bu hakkın Dünya’nın sunduğu yaşam şartlarına uyum sağlamaya bilen her varlığa verildiği unutmadan, insan haricindeki tüm canlılara DA yaşama hakkı tanımayı ve saygı göstermeyi ihmal etmeden nice senelere…
Kesfeden.kim eğer siz de birer Keşifer iseniz takipte kalın!! Sizlerde yoruma evcil hayvanlarınızla fotoğraflarınızı ekleyebilirsiniz :)


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

EDEBİYATIN HASTA İNSANLARI "MI?"

Sosyal eşitsizlik ve ayrımcılık pek çok romanın da konusu olan sosyal bir süreçtir. İnsanlar tarafından yaratılmış ve koşulsuz bağlılık ...