GEZİ KEŞİFLERİ

6 Ekim 2017 Cuma

İSTİTKLAL CADDESİ / BEYOĞLU FESTİVALİ/ ÇAĞDAŞ SANAT SERGİSİ/ ANAMED



Her ay farklı evlere konuk olabileceğiniz bir yer İstanbul’un Taksim’i. Bu ay sizleri 3 ayrı sergiye taşıyorum.

1.      1.  Beyoğlu Festivali/ 18 Mayıs- 30 Kasım 2017

Taksim Meydanda kurulmuş bu esintide nostalji kokuları alıyorsunuz. Elbette sanattan ziyade ticari yatırım daha üst planda. Lakin ücretler uygun sayılabilir. Barış Manço, Vecihi, Türkan Şoray gibi kokulardan yanınıza birer tutam alabilirsiniz. Sevenine kolyeler, yüzükler; tablolar vs. Girişinde küçük tatlı krep arabasına rastlıyorsunuz. Fiyatı da 10 tl, denenebilir. Benim vaktim olmadı. Canlı müziğe denk gelebiliyorsunuz ya da nostaljik parçaları kayıttan çalıyorlar. Hoş bir ortamı var. Klasik Beyoğlu Festivallerinden. Keşfedilebilir. Birer Keşifer olmak isterseniz, devam edelim… J


İçeri adım attığınızda sizi Nostaljik Tramvay karşılıyor. Uzun süren yokluğunda iyi geliyor bu karşılaşma elbette. Artık bitirseler ne iyi olur değil mi? Hayli zaman geçti, geri verin caddemizi.

2    2.  Çağdaş Sanat Sergisi/ Zihinsel Engellilerle- Ücretsiz, 1-27 Ekim, 1-27 Ocak

İstiklal caddesinin başında Taksim Cumhuriyet Sanat Galerisi’nde sunulan bu eserleri İstanbul Büyük Şehir Belediyesi sergiliyor. Eserlerin yapımında İstanbul Büyük Şehir Belediyesi tarafından hizmet verilen kurumlarda eğitim gören zihinsel engelli öğrencilerin emekleri var. Her eser kendi içinde bir mesaj barındırıyor.


Sizi karşılayan ilk eser Kaplumbağa Terbiyecisi’nden esinlenerek sergilenmiş. Eserin adı “ (Öz)gür Adımlar, kaplumbağaların yavaş ve çekingen varlıklar olduğu ama Tavşan ve Kaplumbağa hikayesinde olduğu gibi kaplumbağaların da kazanabileceği olgusu türetilmiş olabilir. Eserin amacı eğitimin herkesin hakkı olduğu ve engelli bireylerin de eğitim hakkının korunması gerektiği.


   Mesela bu eser “Bakmamak, görmemek, duymamak, duyarsızlaşmak” adlı altında gazete küpürlerinden yapılmış ve bütün olarak bakıldığında başını eğmiş bir köpek sergileniyor. Köpek kimden beslenirse ona sadıktır, onun köpeği olur. Bizim aklımıza hemen Medya Köpekleri geldi…


            Eserin adı “Yansıma”. Bu çalışmada ampul biriktirme takıntısı olan kurum öğrencisinin getirdiği ampuller kullanılmış. Diğer eserlerde de olduğu gibi ortak çalışılan bu ampul ağacında ince motor hareketlerinin gelişimi amaçlı ampuller çeşitli renklere boyanmış ve içlerine kendi el yazılarıyla saklanan hayaller konulmuştur. Ziyaretçilerinde kendilerinden bir parça koyabilecekleri bu alan özellikle oluşturulmuş.
            Sergide büyük bir okyanus içindeki balıklar gibi insanlığında çeşitli tür ve şekillerde olduğu mesajı veriliyor, diyebiliriz. Balıklara yerleştirilmiş ünlü, başarılı ve engelli bireyler Özgün Yaşamın izlerini taşıyor.


            Sergide 15 Temmuz konulu eserler de var. Kutulardan yapılan tanklar ve İstanbul sizi bekliyor.
            Sergi tünel misali karanlık bir koridorla son buluyor. Bu koridor 7 Uyular’ı temsil ediyor. 7 İnsan ve 1 köpekten oluşan bu eser için atık gazeteler kullanılmış. Hikayeden esinlenerek sergilenen bu çalışma, engellileri 7 Uyurlar gibi mağaranın önünü kapatarak (görmezden gelerek) yok saymayacağımızı göstermeyi hedefliyor. İçinde daha pek çok eser barındıran bu sergi tünelin sonundaki aydınlığa çıkan bir farkındalıkla son buluyor. 
            Sonunda duygu ve düşüncelerinizi aktarabileceğiniz bir defter de mevcut. Mutlaka görmeniz gereken bu sergi 1-27 ekim arası ziyarete açıkken 1-27 Ocak arası da eserlerini sergilemeye devam edecek. Duygularınızın kendini belli edeceği, yaratıcı eserler karşısında aklınızın da sınırlarını zorlayacağınız bu sergi aynı zamanda sosyal sorumluluk projeleri kapsamında değerlendirilebilecek anlamlı bir sesleniş içermekte. 850 öğrencinin emeği olan bu sergiyi Gezin, görün, keşfedin… J

ULAŞIM
Taksim-Hacıosman metro hattı,
Bulunduğunuz semtten Taksim’e gelen tüm otobüsler J
İstiklal caddesinin girişinde, yukarıda gösterilen fotoğraftaki binada sergiyi ziyaret edebilirsiniz.

3.    3.   Çatalhöyük Sergisi/ ANAMED- Ücretsiz / 21.06.17- 14.01.2018
Pazartesi- Cumartesi: 10.00- 18.30
Pazar: 12.00-18.30

İlk sergimizden çıkıp Şişhane’ye yürümeye başlıyoruz. Şu sıralar bakım zamanlarını atlatmış İstiklal de yürümek ayrı keyif veriyor. Anamed’e geldiğinizde sergiye ulaşmış oluyorsunuz. Ve Keşifer yolculuğu başlıyor.
Bir Kazı Öyküsü/ Çatalhöyük. İlk yerleşim yerlerinden birisi olma özeliği hem de bunca zamandır devam eden kazı çalışmalarıyla tarihe damgasını vurmuş bir öykünün sergilenişi. Son zamanlarda en çok eğlendiğim hem yorulmadan hem de yeterince içselleştirebildiğim kısa bir sergi. Rahmi Koç müzelerinden herhangi birini gezdiyseniz bir Koç esintisi hissediyorsunuz. Sergide sizi kazı çalışmalarında kullanılan malzemeler ve kazı çalışmasının özü, gereklilikleri karşılıyor.
Arkeoloji, sonundaki ekten de anlaşılabileceği gibi bir bilim dalı. Hipotez kurulması gibi kazı çalışmalarına da başlamadan önce daha önce bulgulanmış kaynaklar taranır, incelenir ve kazı yapılacak yer hakkında yorumlarda bulunulur. Kazı itibariyle bu yorumların bir cevabı olmalı, yorumlar bulgulara göre şekillenmelidir. Anlık yorumlamalar da çok değerlidir zira kazı anı tekrarlanamaz. Laboratuvarlar kazı alanındadır. Böylelikle bilimsel geri bildirimler ve anlık yorumlar hızlı bir şekilde devam eder. Bulunan bir çanak akabinde laboratuvarda deneysel yöntemler eşliğinde incelenir ve bilimsel geri bildirim sunularak bulunacak diğer parçalar için güncel verilerle daha sağlam yorumlu adımlar atılır. Olağanüstü değil mi? Bu sergiden sonra arkeolojiye olan ilgimi fark ettim. Gerçi bütün “loji”lere meraklıyım hani ama bakalım daha neler keşfedebileceğiz.


Çatalhöyük’ün özelliklerini inceleyebileceğiniz büyük bir ekranla devam ediyorsunuz. Yanlarda bulunan butonlara basarak butonlarda yer alan başlıkların yazılarını ekranda görebiliyor ve Çatalhöyük’ü keşfetmeye başlıyorsunuz.
Ian Hodder başkanlığında yönetilen Çatalhöyük kazı çalışması içinde barındığı gizemleri Hodder eşliğinde size geri sunuyor. Sergide karşısına koltuğa oturabileceğiniz Hodder, kumandada yer alan soruları Türkçe ve İngilizce seçenekler halinde cevaplandırıyor. “Çatalhöyük ilk yerleşim yeri mi” sorusunu sorabiliyor ve Hayır cevabını alabiliyorsunuz, mesela J



“Bulut Kütüphanesi” serginin bir diğer özelliği. Magnetik bulguları dijital kütüphaneye okuttuğunuz zaman o bulguyla ilgili bilgiler ekrana geliyor.
Kemikten kolyeler, insan yüzü şeklinde tasarlanan çanaklar, taşlar, aletler… neler, neler J İnsan yüzü çanakların bilerek kırıldığı ve zıt yönlerdeki çöp kutularına atıldıkları tahmin ediliyor fakat nedeni bilinmiyor. Bulut Kütüphanesinin arkasında arkeolojide kullanılan yöntemler sergileniyor. Mikroskop masaları, büyüteçler, fırçalar, silgiler, kalemler, not kağıtları… Masaların başına oturabiliyorsunuz fakat eşyalar sabit yerinden kıpırdamıyor. Büyüteç ve mikroskoptan da bakabiliyorsunuz fakat onların da ayarları sabit. Yine de daha yakından bakma şansına erişmiş oluyorsunuz.

Son durak: Sanal Gerçeklik. Sanal Gerçeklik Gölüğüyle Çatalhöyük’teki yaşama merhaba deme şansınız var! Muhteşem bir deneyim. Devasa bir tur olmasa da Çatalhöyük’teki yaşantıyı simgeleyen bir ev ve gereçler dizayn edilmiş ve istediğiniz zaman elinizdeki kumandaya bastığınızda ayrıntıları okuyabiliyorsunuz. Yaklaştığınız nesnenin üzerindeki uyarı kırmızı renk olduğunda kumandanın düğmesine basmanız yeterli. Evin içini tamamladıktan sonra çatıya çıkıyorsunuz. O devirlerde herkes çatılarda yaşarmış, çatılarda yürür, çatılarda koştururlarmış çocuklar. Manzara beni büyüledi sizi de etkileyecektir. Çatıdan baktığınızda kocaman çukurlar görüyorsunuz. Bu çukurların çöp çukurları olduğu söyleniyor. Devre göre düşünüldüğünde daha doğal atıklar toprağa bırakılıyor ve doğaya yeniden karışıyor. Baya etkili bir yöntem değil mi?
Bu güzel serginin verdiği hoş deneyimden sonra Çatalhöyük kazısıyla ilgili 500’den fazla kaynak olduğunu ve sergiyle aynı binada sizi beklediğini öğreniyorsunuz. Ee arkeoloji meraklıları ne duruyoruz, kütüphaneye !! J

ULAŞIM
İstiklal’in Taksim’inden Şişhane istikametine yürüyün, yürüyün, yürüyün J
İstiklal Cad. Merkez Han No:181 Beyoğlu/ İstanbul

EDEBİYATIN HASTA İNSANLARI "MI?"

Sosyal eşitsizlik ve ayrımcılık pek çok romanın da konusu olan sosyal bir süreçtir. İnsanlar tarafından yaratılmış ve koşulsuz bağlılık ...