GEZİ KEŞİFLERİ

3 Eylül 2017 Pazar

AZERBAYCAN ULUSAL GÜZEL SANATLAR MÜZESİ/ BAKÜ



Her katında ayrı bir yolculuğa çıkabileceğiniz sanat dolu bir bina olarak Azerbaycan’ın en büyük sanat müzesi olarak Bakü’nün en önemli müzelerinden biri olma özelliğini koruyor. Azerbaycan vatandaşına 2 manat, öğrenciye 1 manat ücreti var. Lakin yabancı olduğunuzda tam 10 manat, öğrenci ise 5 manat oluyor. Fotoğraf çekimi yapmak istiyorsanız da ücret ödemeniz gerekli zira her katta ve her salonda bulunan görevliler çekim izin biletinizi görmek isteyebiliyor. Çekim ücreti de 5 manat ve istediğiniz kadar çekim yapabiliyorsunuz. Bizden üç kişi için tek bilet ücreti aldılar ve 5 manata istediğimiz kadar ayrı ayrı çekim yapabildik. Sanırım bu şansı pek çok küçük gruba sunuyorlardır ki yanımda Azerbaycan vatandaşı arkadaşlarımın olması ayrıca yardımcı olmuş olabilir.  
Müze 19.yy içinde inşa edilmiş iki neoklasik yapıdan oluşmakta fakat ikinci bina ziyarete kapalı. Tüm eserler yukarıda girişini gördüğünüz camlı kapının içerisinde sergilenmekte.


Eğer öğrenci olarak geziyorsanız yahut bütçeniz kısıtlıysa özellikle tavsiye ettiğim bir müze zira görmek istediğiniz birden fazla kültürel yapı bu müzede barınmakta. Eserlerin farklı kültürden, ırktan üretilen sanatçılar tarafından inşa edilmesi sizi sanki uluslararası bir yolcuğa çıkmış hissi veriyor. Dolayısıyla farklı kültürler (Azerbaycan, Batı Avrupa, Rusya ve Doğu sanatı) arasında dolaştığınız bu süre zarfında bir kültür birleşmesi yaşıyor ve tablolar arası kültürler arası deneyimler elde ediyorsunuz. İlk katta daha ziyade yerli kültürü- eski çağ yaşantısını sembolleyen resimler, portreler, tablolar, eski dönem eserleri ve heykeltıraş eserleri görmeniz mümkün. Etkilenilen akımları yorumlayabilmeniz, kültür ve tarih kokularını hissedileceğiniz bir yolculuğa çıkacaksınız.

Soyut kavramlar yansıtıldığı gibi günlük yaşantının, eğlencenin izlerini görmek de mümkün.




Mitolojiye yapılan atıflar, savaş komutanlarının yansıtılması da bilhassa heykeltıraş üzerinde kendini belli ediyor.


Ve tabi ki Azerbaycan yerel kültürün izleri… Günlük yaşantı, yağlı güreş




Pek çok ülkede olduğu gibi ayrı müze olan sergilenen yerel kültür sembollerinden halı ve arkeoloji kalıntılarının gösterimi de bu müze de bize eşlik ediyor. Gelip de mutlaka görmeniz gereken eserler kısa bir özetle tek bir yerde toplanmış gibi gönlünüzü şen ediyor.



Tarih kokan savaşlar, zırhlar, araçlar…



Ve benim her kültürde gözlemlemekten ayrı heves aldığım yerel kıyafetler…


Tüm bu yerel, kültürel ve eski çağ lezzetleri arasında yolculuğun tamamlandığını düşünmeyin. Bir anda sizi günümüze çağıran ve modern bir sergiye gelmişcesine içine çeken modern sanatlar ile karşı karşıya kalıyorsunuz.





Ve evet artık müze ziyaretini tamamlamış oluyorsunuz J
Keşfetmek işte bu dediğiniz, birden fazla lezzetin tadını aldığınız bu güzel yapı için Azerbaycan Cumhuriyetine teşekkür eder, sizin de ilginizi çeken tercihlerinizi paylaşmanızı dilerim.

Adres- Ulaşım

Niyazi 9-11, Baku, Azerbaijan.
Gezi bu, tek bir durak olmuyor elbet. Biz 28 May metro istasyonundan yürüyerek gelmiştik. Kaldığınız yerden en yakın metro istasyonundan metroya binip 28 May istasyonunda inebilirsiniz.
0,20 manat ulaşım ücreti, Bakü Kartı ise 1 manat karşılığı dolum cihazlarından satın alabilirsiniz. Özel otobüsler de 0,20 manat ödeme yapıyorsunuz kart geçmiyor. Detaylı bilgi için Azerbaycan’a Genel Bir Bakış adlı yazıyı okuyabilirsiniz.

Kesfeden.kim eğer siz de birer Keşifer iseniz takipte kalın!! Yazılarını, fotoğraflarınızı gönderebilirsiniz. Paylaştıkça çoğalalım J  kesfedenkim@gmail.com


2 Eylül 2017 Cumartesi

AZERBAYCAN'I KEŞFEDELİM/ GÖYGÖL VE KEPEZ DAĞI



Kepez dağı yaman dik kurak bir dağ. Çok şiddetli bir deprem sonucu yer gök sallanıyor, yer sarsılıyor, Kepez Dağı’ndan düşen parçalar tıpkı bir çığ gibi uzayıp giden akarsuyun üzerine düşüyor. Bu efsanenin yanına bir de heyelanların oluşturduğu bentleri ilave edersek akarsu 7 ayrı göle ayrılıyor: Göygöl, Maralgöl, Zaligöl, Ağgöl, Şamlıgöl, Ördekgöl, Ceyrangöl ve Garagöl.

GÖYGÖL


7 göl arasında en büyük olanı. Kuğularıyla huzurlu bir turisttik manzarası var. Otoparktan çıktığınızda aşağı doğru inmeniz lazım. Yaklaşık 300 metre solunuzda korunmakta olan ormanı izleyerek aşağı doğru iniyor sağınızda da Göygöl Oteli ve Cumhurbaşkanının evini görebiliyorsunuz. Göygöl, güneş ışınlarının ormandaki çeşitli ağaçlara yansıdığı ve güzel renklerde suyun yüzeyine düştüğü anki görüntüsüyle dikkatli üzerine çekmeye devam ediyor.

Aşağı indikten sonra Göygöl manzarası sizleri karşılıyor fakat kısa bir parkura sahip. Yolun sonuna doğru alışveriş yapabileceğiniz marketlere rastlıyorsunuz. Dondurmalar 1 manattan başlıyor. Marketin arkasında ise bir asansör göreceksiniz. Etrafı camla çevrili. Bu asansör Cumhurbaşkanın evine giden bir yola çıkıyor. 

Söylenenlere göre Cumhurbaşkanının otizmli oğlu için Göygöl’ün temiz havası iyi geliyormuş ve onun için bu evi yaptırmışlar. Eğer ki oğlu Göygöl’e inerse ziyarete kapatıyorlarmış. Doğruluğu tartışılır tabi.  


Maral Göl

İkinci en büyük göl. Maral geyik gibi boynuzlu bir hayvana verdikleri ad. Burada gölle daha iç içesiniz, gölü uzaktan modern çitlerin arkasından değil yakınından hissederek gözlemleyebiliyorsunuz. Ulaşmak için Göygöl’den 7 km yol geçtikten sonra 267 merdiven çıkmanız gerekmekte. Dolambaçlı giden yolu yürüyerek tepebileceğiniz gibi kalkan avtobüslere de binebilirsiniz. Göygöl’ün girişinden 50 m ileride kişi başı 1 manatla seyahat edebilirsiniz. Avtobüsten indikten sonra 267 merdiveni çıkmanız gerekmekte. Merdivenlerin başında atlar var sizi dolaştırıp yukarı çıkmanıza da vesile olabiliyor. Fakat bizim sitemiz elbette bunu önermiyor ve en özgür canlılardan biri olan atların özgürce koşması gerektiğini savunuyor. Yürüyün spor yapın sağlıklı yasayın hayvanlar da sağlıklı ve özgürce yasasın J 267 merdivenin sonunda Maral Göl’ün eşsiz güzelliğiyle karşılaşacaksınız. Çimmek (yüzmek) elbette burada da yasak zira gölün altındaki toprağın özelliği bilinmemekte, yüzme beceriniz sağ çıkmanıza yetmeyebilir. Ayaklarınızı kıyıdan suya sokma sansınız var.
Kepez dağı ve eteklerindeki bu güzel gölü aynı kareye alabilmeniz için Maral Göl en doğru nokta. Gölü kıyısında yürüyerek gezebilmeniz mümkün tabi 267 merdiven karşılığında J


Akarsuyun bütünlüğü, göllerin bağlantısını ve Kepez Dağı’nın hikayesini bu iki gölü gezerken daha iyi anlıyorsunuz. Maral Göl’e çıkarken Göygöl’e inmeniz de bu bağlantıyı size hatırlatan bir ayrıntı olarak karşınıza çıkıyor J


Göllerin hepsi korumaya alınmış ve ziyarete kapalıymış. 2015 yılında bu iki göl ziyarete açılmış. Hala korunma altında tabi. Piknik yapmak, çimmek, zibil atmak kesinlikle yasak ve gerçekten kimse çöp atmıyor. Ziyaretçi sayısı hayli yüksek üstelik ulaşımı da hiç kolay değil. Cumhurbaşkanın burada bir evi olması istediği düşünülürse, halka ziyarete kapalı olması sorun yaratabilirdi, değil mi? Ne dersiniz?

Kara gölü görmekse mümkün değilmiş. Ermenilerle anlaşamadıkları bir noktadan seyredilebilirmiş ama oraya gitmek de fazladan cesaret istiyor sanırım onların problem ve kültürlerine göre. 
Manzara izlemeye doğamayan, doğa harikalarını takip eden, manzara fotoğrafı çekmeyi hobi edinmiş, tanıtmayı, gezmeyi, keşfetmeyi seven herkes için mutlaka yola düşülmesi gereken bir yer.

Ulaşım

Bakü’den Göygöl’e turlar düzenleniyor. Tur şirketlerini tercih edebilir yahut özel aracınızla ulaşım sağlayabilirsiniz. Gorabay köyünden minibüsler de çalışıyormuş lakin ben kullanmadım. Gorabay- Bakü arası avtobüsle 3,5-4 saat arası sürerken, trenle 6-7 saat arası sürüyor. Eğer Bakü’deyseniz özel araç yahut tur seçenekleri en iyi ihtimaller dahilinde görünüyor. Göygöl’e giden yollara asfalt dökülmüş içiniz rahat edebilir. Petrolün çok uygun olduğunu unutmayın araç da kiralayabilirsiniz ( 1litre petrol: 0.90 manat, 1,8 Türk lirası).  

Gönüllük Üzerine

Göygöl gezimiz bitmiş bir gece Gorabay’da dinlendikten sonra sabah erkenden Bakü’ye gitmek için durakta bekliyoruz. Bir tane enik gördüm, çok küçük zayıflamış hayli bir deri bir kemik. Tüm esnaf iğrenerek bakıyor ve benimle arkadaşımı dokunmamamız için uyarıyorlar hastalıklı olduğu gerekçesiyle. Köpek de pire bile yok oysaki sadece kirlenmiş. 

Sosis alıp veriyoruz, seviyorum ben bir yandan, karnını açıyor nasıl sevgiye ve yemeğe aç. Hatırlayın yapay seçilim ürünlerimizi artık yüzlerine bile bakmıyoruz. Otobüs geliyor. Esnafın yanına gidip ben Türkiye’den geldim, veterinerim, enik sağlıklı piresi yok diyorum. Derisindeki izleri soruyor, onlar sadece kir, pire olsa zıpladığını görürsünüz, diyorum. Oturup herkesi bilinçlendirmek istedim ama yapamadım, misafir olmak... 

Umarım bir işe yaramıştır.  

Bu haftadaki gönüllü projemiz ise şöyle olsun kabul ederseniz: Hayvan sever sayısını değil de hayvana saygılı sayısını arttıralım. Her takipçimiz en az bir kişiye zulüm gördüğünü düşündüğü bir hayvanı tanıtsın. Faydalarını, onun hakkında yanlış bilinenleri.. Biz bu olayın etkisiyle köpek ve pire konusunu seçtik. Sizler de projelerinizi bizimle paylaşabilir, anılarınızı yorum kısmına yazabiliriz

Diğer gezilerimizde görüşmek üzere. Kendini genç hisseden ve gezmeye doyamayan herkese gelsin. keşfeden.kim J Kesfeden.kim eğer siz de birer Keşifer iseniz takipte kalın!! Bize yazılarınızı, fotoğraflarınızı gönderebilirsiniz. kesfedenkim@gmail.com



1 Eylül 2017 Cuma

AZERBAYCAN'I KEŞFEDELİM/ HAZAR SAHİLİ




Her denizli şehirde olduğu gibi Bakü’nün de bir sahili var. Hazar Denizi. Şehir merkezinde elbette ki denize girilmiyor pek çok metropol şehirde olduğu gibi lakin sahil boyunca yürüyüp, dinlenebileceğiniz bir kıyı şeridi var. Bilhassa akşamları ışıklandırıldığında güzel bir görsele kavuşabiliyorsunuz. Yürüyüş yapacağınız alanlar ise geniş, büfeler ve kafeler mevcut. Dinlenebileceğiniz çimenler, banklar ve antik tiyatro ve amfi mimarisini andıran merdiven sistemli oturma düzenleri mevcut . Patlamış mısır kokuları etrafınızı sarıyor. Bakü’de alt geçitlerde dahi patlamış mısır arabalarına rastlıyorsunuz.  Yürüyüşünüz boyunca da bu kokular size eşlik edecek J
                                                                                                                              #alev kuleleri
Gündüz ise denizin hoş görüntüsünden ziyade etrafını saran binaların griliği etkiliyor sizi. Doldurma alan yaptıkça bu sarmal yoğunlaşmış neredeyse göl içinde göl barındıracak hale gelecek kıvamda. İnşaat halinde olan bir yapının kullanım amacını esnafa soruyorum, restoran olacak diyorlar. Tabi kesin bilgi değil. Fotoğrafta da hissedebileceğiniz gibi inşaat halindeki yerler gözlerinizi yoruyor olabilir. Gezindiğiniz süre boyunca Bakü’nün yeni simgelerinden olan Alev Kuleleri’ni de görebilirsiniz. Bakü’nün 3 gökdeleni seviliyor ve ışıklandırıldığında şehri daha çok sahipleniyor.


Bakü Formula1 yarışları adına Azerbaycan’da ilk ev sahipliğini üstlenmiş. Bunun anlam ve önemi içinse yine Hazar sularının üzerine yine bir yapı daha süzülmüş. Yarışlarda çekilen fotoğraflarsa sahilin iç kesimlerinde sergi halinde gösterime sunulmuş. Serginin daha bütünsel ve çevreci olduğunu söyleyebiliriz belki. Sergiden çektiğim fotoğraflara maalesef ulaşamadım. Sahilin iç kesimlerinde büfelerin arkasında, sağlı sollu ağaçların arasında kalmış bir alan içine yine sağlı sollu yerleştirilmiş ve arkaya doğru uzayan fotoğraflar bulunmakta idi. Yarış arabaları ve sürücülerin çekildiği fotoğraflar…


F1 Bakü seyrinden ayrılıp sağa doğru devam ettiğinizde Bakü’nün bir diğer sembolüyle karşılaşmanız mümkün: Hazar İskelesi. İskeleyi şehrin kuruluş ve korumuna atfen bir asker bekliyor. Sonuna doğru ilerlediğinizde Hazar’ı seyre dalmanız hayli mümkün zira tüm yapıları ve gürültüyü arkanızda bıraktığınızı hissediyorsunuz. Bu iskele tüm misafirleri, dostlukları ve aşıkları buyur etmiş. Ve söylenenlere göre aşıklar yalnızca bu iskele üzerinde dudaklarını birleştirebilirmiş. Bakü’nün kültürü biraz daha muhafazakar, tabi son zamanlarda biz de geriliyoruz yeniden, evlilik öncesi gezip, dolaşmak bile iyi karşılanmıyor ki öpüşmek hele ki topluluk içinde ayıp olarak görülüyor. Fakat sebebi bilinmez ki bu iskelenin bir istisnası var. Belki de yeni ve dünya kültürlerine kucak açıp gönül almak istiyordur J
İskeleden çıkıp yürümeye devam ettikçe kafelere, gemilere rastlıyorsunuz. Buradan mehtap turlarına çıkma şansınız da var, benim vaktim olamadı lakin bunu deneyen bir takipçimiz varsa yazısını mutlaka yorum kısmına eklesin biz de nasiplenelim J 3 manattan başlayan fiyatlarla bu turlardan birine katılabileceğinizi de belirtmiş olalım J

      İlerlediğinizde solda konumlandırılmış bir bahçeye rastlayacaksınız. Yalnız bu bahçe bildiğiniz bahçelerden değil. Kaktüs ve dikenli meyveleri olan ağaçlar gibi çeşitli çöl bitkilerinden oluşan bir bahçe. Çevremde danışsam da bu konu hakkında bir bilgi edinemedim. Güzelleştirmek için bu bahçenin yapıldığı söyleniyor lakin neden çöl bitkileri, kimse bilmiyor. Menim de başa düşmedi ve sora sora Bağdat misali ilerlediğim bu şehirde tabela ve bilgi akışı eksikliğinin farkına vardım.
Ve nitekim Azerbaycan’a gelmiş Bakü şehrini keşfe çıkmış iseniz mutlaka Hazar kıyısını da dolaşmalısınız, elbette J Genci, yaş almışı, evlisi, bekarı, en nesil, boy, ırk, dil, coğrafyadan insanı ruhunuz yerinde duramıyorsa soruyoruz: kesfeden.kim . Eğer bizlerden biriyseniz takipte kalın! Sensiz bir kişi eksiğiz J

Ulaşım


Azerbaycan’da ulaşım tahmin edebileceğiniz gibi çok uygun. Metro, avtobüs (otobüs): 0,20 kapik yani yaklaşık 0,40 kuruş, Türk lirası üzerinden. Şehrin pek çok yerine metroyla ulaşım sağlayabilirsiniz. Metrolarda ilginç olan bir yöntem metronun hareketinden sonra çıkış saniyesini göstermesi. Türkiye’de gelmesine kaç dakikası olduğu gösteriliyorsa Azerbaycan’da kaç dakika önce gittiğini görebiliyorsunuz. Sahil’e gidiş için sahil metrosu durağında inebilirsiniz lakin benim bulunduğum süre içinde sahil metro durağında çalışma olduğu  için kapalıydı. 28 May istasyonunda inip şehri tanımam açısından da yürüdük. İçeri Şeher metro durağından da yürüyebilirsiniz. 28 May İstasyonu aktarma durağı, önemli bir istasyon. İçeri Şeher ve Sahil durağı kırmızı hat üzerinde. Metro kullanan herkes kolaylıkla çözecektir zaten.
Ayrıca pek çok avtobüs de var. Özel avtobüslere 0,20 manat ücret ödüyorsunuz. Metro ve belediye avtobüslerine ise kart basıyorsunuz. Bu kartları dolum makinelerinden temin etmeniz mümkün. 2-3 manat arası olabilir. Ekranda Bakü Kart satın al yerine dokunduğunuz zaman sizi yönlendiriyor zaten. Aktarma ücreti ayrı değil ama zaten ulaşım hayli uygun. İstanbul’da 70-100 lira arası gideceğiniz yeri 8 manat yani 15 Türk lirasına gidebilirsiniz. Metro güzergah ve duraklarını aşağıda paylaşıyorum.


Kesfeden.kim eğer siz de birer Keşifer iseniz takipte kalın !! Yazılarınızı, fotoğraflarınızı gönderebilirsiniz, adınızla paylaşabilirim. Paylaştıkça büyürüz J kesfedenkim@gmail.com


AZERBAYCAN KEŞFİ/ İÇERİ ŞEHER



         
   İçeri Şeher, Bakü’nün yüzlerce yıllık tarihine ortaklık ediyor. Surların içinde yer alan bu yerleşim alanı içinde müzeler, saraylar, Kız Kalesi ve surların tamamını görebilirsiniz. İstanbul’daki surlar gibi kalıntı göreceğinizi düşünmeyin. Surlar korunmuş ve iyi bakılmış. Kale içinin kapısından ya da surlar arasından bu iç yaşama girmeniz mümkün. Modern dünyadan ayrılıp eski çağlara bir yolculuğa çıkmak istiyorsanız tam yerindesiniz. Yürüyerek keşfe çıkabileceğiniz bu alanda yapılan kazı çalışmaları yerleşim tarihinin Tunç Devri’ne ait olduğuna işaret ediyor. 200 yıllık tarihe sahip olan Şirvanşahlar sarayı ise görülmeye değer.

Qız Qalası (Kız Kalesi)


            Kız kalesi neredeyse her ülkede var olan kısmen benzer hikayelere sahip olan yapılardan biri. Zamanında Hazar Denizi’nin kıyılarına düştüğü söylenen bu yapıyı günümüzde kara parçası üzerinde görmek ve yürüyerek ulaşmak mümkün. Yapı zamanın astronomik gözlemleri için kullanılmış dolayısıyla yapı da buna göre tasarlanmış. Güneş ışınlarının açılarına göre hesaplanmış pencereleri mevcut. Gözetleme kalesi olarak kullanıldığını düşünmek de yanlış olmaz. Sur içi yaşamın en değerli parçalarından birini oluşturur bu tarz kaleler.
            Elbette kalenin ünlü birtakım efsaneleri de mevcut. Benim aklımda kalan en çekici efsaneyi aşağıda anlatıyor olacağım.
            “İçeri Şeher’i işgal etmeye gelen kuvvetlerin şahı şehrin en güzel kızlarından birine tutulur. Şehrin prensesi sayılan bu kız kendisiyle evlenmesini kabul ederse şehri yakıp yıkmayacağının sözünü verir. Şehrin yağmalanmasını ve insanların ölmesini istemeyen bu güzel kız teklifi kabul eder ama bir şart koşar. Hazar Denizi’ne bir kendisi için bir kale yaptırmasını ister. Komutan tereddütsüz kabul eder ve kale inşa edilir. İnşa bittikten sonra kız kalenin tepesine çıkıp tüm halka karşı dans etmek istediğini söyler ve ardından nikah kıyılabilecektir. Usulca kalenin tepesine çıkan kız, kalenin surlarının üstünde korkmadan salınarak dans eder. Onun dansından herkes büyülenir ve dans sonu kız kendini aşağı atarak intihar eder. Komutan bu duruma çok şaşırır ve üzülür. Kimseyi zorla boyunduruğu altına alamayacağını öğrenir ve şehri bırakır.”
            Kalenin içinde bu ve diğer tüm öyküleri, sanal kitaplardan okuyabiliyorsunuz. Kale İçeri Şeher’in önemli temsil niteliklerinden biri haline gelmiştir. Ulusal, uluslararası faaliyetlere dikkat çekilmek istendiğinde kalenin önüne stand kuruluyor.
Kız Kalesi’ne varmadan antik kalıntıların olduğu mekanlardan geçiyorsunuz. Sesli rehberle bilgi edinebileceğiniz bu yerler için ben veri toplayamadım.

Şirvanşahlar Sarayı


  Şirvanşahlar önceki yerleşim yeri olan Şamaxı şehri zelzele yüzünden harap olduğu için 12.yüzyıl sonlarında İçeri Şehre göçmüşler. Surlarla çevrili bu şeher merkezi ticaret merkezi olarak da işlev görmüş. Hazar Denizi suları etrafında konumlanan bu merkez deniz yolu ticareti için uygun bir özelliğe kavuşmuştur. O devirden itibaren bu topraklar İçeri Şeher olarak adlandırılmıştır. Şirvanşahlar Sarayı ise, 15. Yüzyılda Şirvanşahlar şahı İbrahim Halilullah tarafından yaptırılmış.  Şirvanşahlar Sarayı, İçeri Şeher’de gezilecek en ünlü yapılar arasında. Antik bir anıt olarak nitelendirilebilen bu yapı aynı zamanda müze havasına sahip. Arkeolojik kalıntılar, halılar ve saraylarda olduğu gibi saray yaşantısının konumlandırıldığı odalar mevcut. O dönemde kullanılmış kıyafetler, eşyalar; o döneme ait tablet yazıtlar görmeniz mümkün. Ayrıca pek çok antik gezitlerde (gezit: kendi kelimem; müze, antik kent, saray, park, bağ, bahçe… vb. yerleri tanımlayan ortak ad) bulunan lahitlere rastlamanız da mümkün.
Şirvanşah Sarayı’nı keşfederken birbiri içine saklanmış başka yapıtlara da tanıklık ediyorsunuz. Bayıl Qesri bunlardan biri. Şirvanşahlar şahı III. Feriburzun döneminde tamamlandığı düşünülen kasır zelzele sebebiyle sular altında kalmış. Hazar Denizi, su yüksekliğinin değişiklik göstermesiyle de ünlü bir deniz. Su geri çekildiği zaman ortaya çıkan kalıntılarla kasır yeniden keşfedilmiş.
Şirvanşahlar Sarayı, Qız Qalası ile birlikte Unesco Dünya Mirasları arasına alınmıştır.

Alışveriş

Hediyelik eşya, magnet, halı dokumalar, kız kalesi minnyatürleri, cüzdanlar, takılar… Alışveriş yapmak için hoş bir ortam. Esnafların kendilerine ait çadır dükkanları var aynı zamanda normal dükkanları olanlarda mevcut elbette. Baştan sona gezmeden alışverişinizi yapmayın. Fiyatlar farklılık gösterebiliyor ve Türkiye’den geldiğinizi belirtip pazarlık şansınızı denemeniz gerekiyor zira 1 manat=2 türk lirası ediyor. Yani her şey iki katı. Lakin bazı şeyler gerçekten daha uygun. 5 manat=10 tl ye harika kolyeler, cüzdanlar alabilirsiniz. Saatler, ev için hediyelik eşyalar gözlerinizi büyülüyor. Pahalı olanlar da var tabi J dikkat edeceksiniz keşifer’lar J

Dinlenme

   E artık yorulmuş olmalısınız. İçeri Şehri hemen çıkışındaki Flamingo Parkında oturup biraz dinlenmeye ne dersiniz?

Ulaşım
Elbette metro J Bakü’de her yere metroyla gitmek mümkün sayılır. Kırmızı hat çizgisine binmeniz ya da aktarma yapmanız gerekmekte (Aktarma merkezi 28 May). İçeri Şeher’de inebilirsiniz. Haydi ayaklara kara sular inmeye başlasın Keşifer’lar J
Kesfeden.kim eğer siz de birer Keşifer iseniz takipte kalın!! Yazılarınızı, fotoğraflarınızı gönderebilirsiniz. kesfedenkim@gmail.com

EDEBİYATIN HASTA İNSANLARI "MI?"

Sosyal eşitsizlik ve ayrımcılık pek çok romanın da konusu olan sosyal bir süreçtir. İnsanlar tarafından yaratılmış ve koşulsuz bağlılık ...