Öncelikle Azerbaycan’a ulaşımdan
bahsedelim. Azerbaycan’a evet vize var. 3 yolla vize alabiliyorsunuz.
1. 1. Konsolosluktan
Seyahatinizi
önceden planlarsanız konsolosluktan ücretsiz temin edebilirsiniz. Ankara
İstanbul veya Kars’daki Azerbaycan Konsolosluklarından pasaportunuz, kimliğiniz
ve 2 adet resminizle başvuruya gitmeniz gerekmekte. Çalışma saatlerini kontrol
ederek gidin. 3-5 gün içerisinde pasaportunuz adresinize tekrar
postalanacaktır. En geç 1 hafta önce temkinli olup işlemlerinize başlamanızda
yarar var J
2. 2. Havaalanı
ve Sınırdan
Sadece
Azerbaycan Bakü Haydar Aliyev Havaalanı ve Gence Uluslar arası Havalimanı ve
Dilucu-Sederek sınır istasyonundan 10 Dolar ya da Euro karşılığı anında vize
alabiliyorsunuz, 60 günlük, internet sitelerinde 30 diyor ama bana 60 gün
verdiler, turistik vize veriyorlar sadece bir form doldurmanız gerekiyor ve
yanınızda mutlaka 2 adet resminiz olmalı. Gürcistan’dan geçerim diye
düşünüyorsanız yanılırsınız. Kapıdan geri gönderiliyorsunuz. Vizesiz ülkeye
giriş yok ve sınırda da Kapıdan Vize uygulaması yok, maalesef. Fakat
Gürcistan’daki Türkiye Konsolosluğu vize almanız için yardımcı oluyor ve birkaç
gün tabi Güristan’da konaklamanız gerekiyor. Tiflis Azerbaycan-Gürcistan
sınırına yakın zaten lakin vizenizi mümkünse önceden temin edin, bu durum son
dakika planları için aklınızda bulunsun J
3. 3. E-Vize Uygulaması
Türkiye’de
e-vize uygulamasına dahil ülkeler arasında. Vizenizi online başvuru yaparak
alabilirsiniz. Mailinize gelen çıktıyı almanız yeterli olacaktır. 18 dolar
karşılığı alabiliyorsunuz. Lakin dikkat edin aracı kurumların sitesine girerseniz
ücret artacaktır tabi, dikkatli olmanızda fayda var.
Ülkeye girdikten
sonra iş bitmiyor. 10 gün içinde kendinizi
kaldığınız yere kaydettirmeniz gerekiyor. Beni misafir olduğum ev üzerine
kaydettirdi. Azerbaycan Devlet Migrasiya Hizmeti binalarından ya da
bölgedeki sorumlu devlet kurumlarından şahsen başvuru yapmanız gerekiyor. Sizin
pasaportunuz ve sizi ikamete alan kişinin kimliği yanınızda olmalı. Size bir
kağıt verecekler o kağıdı kaybetmemeniz, sınırdan çıkarken pasaport kontrolünde
ibraz etmeniz gerekmekte. Aksi takdirde para cezası ve/veya ülkeye giriş yasağı
verebiliyorlar. Mutlaka aklınızda bulunsun ve araştırmadan seyahatinizi
uzatmayın. Eğer otelde kalacaksanız bu konuyu mutlaka otel görevlisiyle konuşun zira ülkeden çıkarken ceza ödemeniz gerekebilir.
Detaylı
bilgi için: http://www.azerbaycankonsoloslugu.net
Azerbaycan
dili, kültürü ve hatta siyasi duruşuyla dahi Türkiye’’yi hayli andırıyor.
Elbette orası da bir Türk milleti sonuçta. Ben kendimi çoğu zaman eski Türkiye’
de hissettim. Eski Beyoğlu beyefendileri gibi toplu taşıma araçlarında erkekler
kadınlara yer veriyor ve çoğu zaman yanınız boş olsa dahi gelip yanınıza
oturmuyorlar. Ayrıca çocuklar istedikleri yere oturabiliyor, kimse
yadırgamıyor. Bu durum çocukların kendilerini birey olarak tanımlayabilmeleri
adına benim çok hoşuma gitti. Yaşlı yahut engelli bir yolcu olduğunda ise genç,
çocuk, orta yaş ayrımı yapmadan ilk gören yer vermeye çalışıyor. Şehirlerarası
büyük yeni otobüslerden olsa da minibüs tarzı küçük araçların şehirlerarası
ulaşımda kullanıldığını sıklıkla görebiliyorsunuz. Minibüslere binince içerde
ödeme yapıyorsunuz. Sanki Ankara’dan Beypazarı’na, İstanbul’dan Şile’ye ya da
Merkezden Havaalanı araçlarına binmiş gibi… Otogarları büyük. Neredeyse her
yere giden otobüsler var. Metroyu da tercih edebilirsiniz. Avtovagzar olarak
telaffuz ediliyor. Bu arada uçak için de Teyyare deniliyor J
Otogarları yeni yapılmış, Titanik Gemisi ilham alınmış mimari yapısında.
Söylediklerinde hak veriyorsunuz fakat öncesinde fark edememiştim.
Ek
olarak çoğu yere ve hatta Gürcistan’ın başkenti Tiflis’e (Tibilisi) bile kara trenlerle
yolculuk yapabiliyorsunuz. Bu trenlerin kaçak götüren gemiler misali perdesiz,
aralıksız, kompartmansız, yanyana dizili yataklı vagonları da aynı zamanda kompartmanlı
nefes alınabilir başucu lambalı vagonları da var. Ve tabi plus kart adı altında
satılan iki kişilik lüks vagonları da. Her vagondaki yatak için yastık,
battaniye ve temiz çarşaflar veriliyor. Binerken mutlaka kimlik kontrolü
yapılıyor ve satın alırken de mutlaka kimlik belgeniz yanınızda olmalı. Bu
durum yurt dışından gelen bireyler için pasaport taşıma zorunluluğu olarak
geçerli elbette.
Trende çay demlemek için kullanılan semaverler var. Belli
saatler arası vagon görevlisi demliyor ve isteyenlere ikram ediyor tabi bir
ücreti var nedense ikram değil.
Azerbaycan’da Sovyet Rusya’nın etkilerini mutlaka
görüyorsunuz. Kullanılan trenlerde Kiril Alfabesini’nin izlerini görmeniz
mümkün. Sovyetler Birliği izlerini mutlaka hissedeceksiniz.
Bu durum elbette ki dillerine de yansımış. Azerbaycan dili içinde
Türkçe, Rusça ve İngilizce barındırıyor gibi görünüyor. Kendileriyle elbette
anlaşabiliyorsunuz zira oldukça yeterli miktarda ortak kelimelerimiz var.
Ayrıca Türk dizilerine merakları yüksek oldukları için, bilhassa İstanbul’u çok
merak ediyorlar, Türkçe’ye oldukça hakimler. Ben kaldığım 12 günlük süre
içerisinde aşina olmaya başlamışken onlar Türkiye Türkçesi’ne zaten hakimlerdi.
“Listening”in önemini bir kez daha görüyoruz sanki. Gezmek, keşfetmek sadece
tarih, kültür birikimi sunmuyor aynı zamanda aynı dilin alt yapısını
paylaştığınız bir ülke içinde bile dil öğrenmenin metotlarını keşfediyorsunuz.
Burada elbette aynı alt yapının kolaylaştırıcı etkisi olsa da benim gibi onlar
da aşina olmayabilirdi çünkü farklı kelimelerde hayli mevcut. Dizilerden,
Türkçe şarkılardan öğrenmeleri hiç zor olmamış. 5 yaşındaki güzel Tunzale de
benimle Türkiye Türkçesi konuştu J Siz de anlıyor
ama bazen şaşırıyorsunuz. Mesela aşağıdaki örnek, evet anlayacaksınız ama bu
kelimeleri bu cümlede kullanmak aklımıza gelir miydi?
Gedis
Haqqı 20 qep.
Gidiş
Ücreti 20 kapik, J
Duyabileceğiniz birkaç örnek vereyim
Söykenmeyin: Yaslanmayın (metro
kapılarında göreceksiniz)
Düşmek: İnmek anlamında kullanılıyor
sizin düşmenizi istediklerini düşünmeyin J “Vagonlardan
düşerken eşyalarınızı yanınızda götürmeyi unutmayınız” metro anonsu J
Zenk etmek: Aramak
Kapılar bağlanıyir (nasıl yazılıyor
inanın bilmiyorum) metro anonsu
Tapammıram: bulamıyorum
Oxşıir: benziyor
Başa düşmek: anlamak
Başa salmak: anlatmak
Tanımak: durağı tanırsan? Yolu
tanırsan? Bilirsen demiyorlar, tanırsan??
EN MEŞHURU: YAXSİ !!
X
harfini gırtlaktan okuyorlar. Türkiye’den gelen misafirler genelde “h” sesiyle
telaffuz ediyorlarmış, pek beğenmiyorlar, neyse ki ben doğru çıkarabildim. Bir
de ters e muhabbeti var tabi..
Metrolar’da, avtobüslerde (otobüs)
0,20 qep. Yaklaşık 0,40 kuruş yani. 1 manat 2 Türk lirası ediyor genelde, o
civarlarda. 500 tl ile giderseniz elinizde 250 manat oluyor belki daha az. Ama
alım gücüne yetiyor paranız. Pahalı kafeler dışında uygun bir ülke. Sigara ve
alkol çok ucuz. 1 manata bile sigara var ama ben kullanmadığım için size marka
ismi veremeyeceğim. Azerbaycan birası 1,29 manattı. AVM’de yemekler 3 manattan
başlıyor lakin salataları 7 manat. Çok garipsemiştim ben. 5 tl’ye aldığımız
salataya 7 manat (14tl) verdim. Bilmiyordum tabi fiyatını J
Bakü’de metro kullandım.
Gürcistan ile de benzer bir özellikleri, Sovyetlerin etkisi, metrolar… Yerin
oldukça altındalar ve çok havasızlar. Genellikle tek yürüyen merdivenle hayli
dik bir yokuşu tırmandıktan sonra yeryüzüne ulaşıyorsunuz. Sovyetler zamanı
yapılan bu yerler gerekli olursa sığınak olarak kullanılabilsin diye böyle inşa
edilmiş sanırım. Bir yağmurda denize dönmesinden daha iyidir, gibi düşünsem de
gerçekten çok havasız. İki durak arası 2-3 dakika sürüyor. Metro ve belediye
otobüslerine Bakü Kart kullanıyorsunuz ki dolum makinelerinden 1-2 manata tedarik
edebiliyorsunuz. Özel otobüslere 0,20 qep ücret ödüyorsunuz. Metro güzergâhını
da aşağıda paylaşayım.
Taksi
bence uygun. Pazarlık yapıp binmeniz daha uygun olur. Bazılarında taksimetre
yok, bazıları varsa da açmayabiliyor. İstanbul’da en az 50 tl
vereceğiniz yola 5 manat yani 10 tl ödedik. Petrol elbette çok uygun.1 litresi
0,90 manat.
28
May diye önemli bir aktarma istasyon var. Cumhuriyet tarihlerinin verildiği meydan.
20 Yanvar ise 20 Ocak Sovyet Rusya’nın Yıkılışı: Kara Ocak. En kanlı, çöküş
dolu ama bağımsızlık temellerinin de tohumlarının atıldığı bir gün. Bağımsızlığa
atıf yapılan günler meydan ve durak isimlerine verilmiş. İçeri Şeher, surlarla çevrili kökeni yüzyıllar
öncesine dayanan şehir merkezi, Hazar Denizi etrafında
şekillenen Bakü’de Rusça bilen sayısı hayli yüksek olsa da Gürcistan’a göre de
az. İngilizce’den de kelimeler seçmişler dağarcıklarına;
Başta
anlamakta zorluk çekmiştim. Soldaki kelimelerin zorunlu yazılan ortak dilimiz
İngilizce ifadeler olduğunu sonra anladım, soldakiler tabi ki Azerbaycan
dilinin ürünlerinden. Bakü’de 28 May’den İçeri Şeher’e ya da tam tersi
yürümenizi mutlaka tavsiye ederim. Mimari yapılarına bakın, caddelerini
turlayın, çeşmeler meydanına uğrayın, Bakü’yü içinize çekin!
1991-1992
tarihleri itibariyle bağımsızlığını kazanan Azerbaycan’ın ilk cumhurbaşkanı Heydar
Aliyev. Her yerde, bilhassa devlet kurumlarında mutlaka kendisinin portresi
asılı ve günümüz Cumhurbaşkanı oğlu İlham Aliyev’in fotoğrafı da kendisine
eşlik etmekte. Bağımsızlık mücadelesi içinde diktatörlüğü andıran bir hava var,
bilmem tanıdık geldi mi? Koruma altına alınan Göygöl
ve çevresinin ziyarete açılmasıyla Cumhurbaşkanı İlham Aliyev’in oğlu için
yapılan eve zemin oluşturduğunu biliyor muydunuz? Bu evin Göygöl’e inen bir de
asansörü var. Heydar Aliyev’in sözlerini devlet kurumlarında görebiliyorsunuz.
Bilime ve sanata verilen değer
heykellerle kendini göstermiş. Sanatçıların; şairlerin, bestekârların ayrı ayrı
heykelleri var sokaklarda. Merkezin ortasında konservatuar binası ve önünde
ünlü bestekârın heykeli var: Üzeyir Hacıbayov. Ayrıca edebiyat müzesi
yapmışlar, her bir pencere önünde sunulan sütunlarda farklı şairlerin
heykelleri var. Ulusal Sanat Müzesi var ki
mutlaka tavsiyelerimiz aslında zira vakti ve maddi gücü fazla olmayan kişiler
için ideal. Çünkü içinde halı, arkeoloji, modern sanat, eski Bakü ve kültürel
öğeler barındırıyor. Bir taşla üçten fazla birikim elde etmiş oluyorsunuz. Üniversitede
en önemli bölümleri İktisat. En yüksek puanları tercih edenler arasında İktisat
yazan oldukça fazla. Azerbaycan’dan Türkiye’ye burslu gelen öğrenci sayısı da
hayli yüksek.
Etçil ve benim sütçül diye tarif
ettiğim bir ülke. Etsiz yemek yemekte zorlanıyorlar. Etsiz hayat imkansız gibi.
Ayrıca hayvanın sütünden yararlanmayı da ihmal etmiyorlar. Süt, yoğurt, peynir
olmazsa olmaz. Lakin kahvaltıda sakin takılıyorlar. Çeşit az. Her şey aynı anda
yenir mi canım, o ne öyle. Kavun, peynirli kahvaltılar gördüm. Ayrıca bir
kafede kahvaltı yapmak isterseniz tek çeşit söylemeniz de hiçbir sakınca yok.
Sofra az çeşitle donatılırın öyküsü Azerbaycan’da. Misafire mutlaka takdim
edilen yöresel yemeklerinden biri Azerbaycan Pilavı. Ayrıca meşhur tatlıları da
var: Şeki Baklavası, Şekerbura. Ve tabi Sovyet estinlerinin getirdiği
yiyecekler de var: Mannı Kaşa, Blinçik gibi. Mannı Kaşa genelde kahvaltıda
tercih ediliyor sütlü, sıcak ve tereyağlı servis ediliyor. Blinçik ise hamur
işleri menüsünde lezzetli ve hafif.
Söylemeden geçemeyeceğim tanıdığım
bütün kadınları dehşet çalışkan ve enerji dolu gördüm. Çocuk yetiştirmek, ev
işleri, maaşlı işlerinin yanına süslenip kuşanmayı, gezmeleri tozmayı ihmal
etmiyorlar. Ve fakat ev işleri genel olarak kadını yükü üzerinde. Diğer yandan metroda ayakta bir kadın gördüklerinde hemen ye veriyorlar ve genelde yanınız boşsa bile oturmayabiliyorlar. Ve gece 10 gibi sakin bir mahallede evinize dönüyorsanız genel olarak erkeler size yol açarlar, hemencik evinize gidebilin diyeymiş :)
Yani bir şekilde kadınlara saygı ahlaki kuşatmadan geliyor.
Kadınlar özgürleştikçe metroda yanına erkek de oturabiliyor, kadın ayakta da
gidebiliyor, ev işlerini partneriyle birlikte de yürütebiliyor. Kadın işi erkek
işi ayrımlardan vazgeçiliyor belki, zamanla. Kadın ağır eşya taşımaya başlarken polis de
olabiliyor. Ama diğer yandan tecavüz sayısı da artış gösterebiliyor. Bunun
sebebi hak arayışının artmasından kaynaklı tespitlerin daha fazla yapılıp haberlerin gündeme gelmesi de olabilir. Yahut toplum kültürü değiştikçe saygının yönü ve davranışın boyutu da değişebiliyor. Ve evet Azerbaycan’da hiç ezan sesi duymadım ama hiç
tacize de uğramadım sıkış tıkış otobüslerine binsem de…
Ve tüm ülke sizi misafirperverlikle
karşılıyor, neşeli sohbetler ediliyor ve Türkiye’ye gönülden selam yolluyorlar J
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder