GEZİ KEŞİFLERİ

31 Ağustos 2017 Perşembe

AZERBAYCAN VE BAKÜ’YE GENEL BİR BAKIŞ/ VİZE, ULAŞIM VB.



Öncelikle Azerbaycan’a ulaşımdan bahsedelim. Azerbaycan’a evet vize var. 3 yolla vize alabiliyorsunuz.

1.     1.  Konsolosluktan
Seyahatinizi önceden planlarsanız konsolosluktan ücretsiz temin edebilirsiniz. Ankara İstanbul veya Kars’daki Azerbaycan Konsolosluklarından pasaportunuz, kimliğiniz ve 2 adet resminizle başvuruya gitmeniz gerekmekte. Çalışma saatlerini kontrol ederek gidin. 3-5 gün içerisinde pasaportunuz adresinize tekrar postalanacaktır. En geç 1 hafta önce temkinli olup işlemlerinize başlamanızda yarar var J

2.      2. Havaalanı ve Sınırdan
Sadece Azerbaycan Bakü Haydar Aliyev Havaalanı ve Gence Uluslar arası Havalimanı ve Dilucu-Sederek sınır istasyonundan 10 Dolar ya da Euro karşılığı anında vize alabiliyorsunuz, 60 günlük, internet sitelerinde 30 diyor ama bana 60 gün verdiler, turistik vize veriyorlar sadece bir form doldurmanız gerekiyor ve yanınızda mutlaka 2 adet resminiz olmalı. Gürcistan’dan geçerim diye düşünüyorsanız yanılırsınız. Kapıdan geri gönderiliyorsunuz. Vizesiz ülkeye giriş yok ve sınırda da Kapıdan Vize uygulaması yok, maalesef. Fakat Gürcistan’daki Türkiye Konsolosluğu vize almanız için yardımcı oluyor ve birkaç gün tabi Güristan’da konaklamanız gerekiyor. Tiflis Azerbaycan-Gürcistan sınırına yakın zaten lakin vizenizi mümkünse önceden temin edin, bu durum son dakika planları için aklınızda bulunsun J

3.      3. E-Vize Uygulaması
Türkiye’de e-vize uygulamasına dahil ülkeler arasında. Vizenizi online başvuru yaparak alabilirsiniz. Mailinize gelen çıktıyı almanız yeterli olacaktır. 18 dolar karşılığı alabiliyorsunuz. Lakin dikkat edin aracı kurumların sitesine girerseniz ücret artacaktır tabi, dikkatli olmanızda fayda var.

Ülkeye girdikten sonra iş bitmiyor. 10 gün içinde kendinizi kaldığınız yere kaydettirmeniz gerekiyor. Beni misafir olduğum ev üzerine kaydettirdi. Azerbaycan Devlet Migrasiya Hizmeti binalarından ya da bölgedeki sorumlu devlet kurumlarından şahsen başvuru yapmanız gerekiyor. Sizin pasaportunuz ve sizi ikamete alan kişinin kimliği yanınızda olmalı. Size bir kağıt verecekler o kağıdı kaybetmemeniz, sınırdan çıkarken pasaport kontrolünde ibraz etmeniz gerekmekte. Aksi takdirde para cezası ve/veya ülkeye giriş yasağı verebiliyorlar. Mutlaka aklınızda bulunsun ve araştırmadan seyahatinizi uzatmayın. Eğer otelde kalacaksanız bu konuyu mutlaka otel görevlisiyle konuşun zira ülkeden çıkarken ceza ödemeniz gerekebilir. 


     Azerbaycan dili, kültürü ve hatta siyasi duruşuyla dahi Türkiye’’yi hayli andırıyor. Elbette orası da bir Türk milleti sonuçta. Ben kendimi çoğu zaman eski Türkiye’ de hissettim. Eski Beyoğlu beyefendileri gibi toplu taşıma araçlarında erkekler kadınlara yer veriyor ve çoğu zaman yanınız boş olsa dahi gelip yanınıza oturmuyorlar. Ayrıca çocuklar istedikleri yere oturabiliyor, kimse yadırgamıyor. Bu durum çocukların kendilerini birey olarak tanımlayabilmeleri adına benim çok hoşuma gitti. Yaşlı yahut engelli bir yolcu olduğunda ise genç, çocuk, orta yaş ayrımı yapmadan ilk gören yer vermeye çalışıyor. Şehirlerarası büyük yeni otobüslerden olsa da minibüs tarzı küçük araçların şehirlerarası ulaşımda kullanıldığını sıklıkla görebiliyorsunuz. Minibüslere binince içerde ödeme yapıyorsunuz. Sanki Ankara’dan Beypazarı’na, İstanbul’dan Şile’ye ya da Merkezden Havaalanı araçlarına binmiş gibi… Otogarları büyük. Neredeyse her yere giden otobüsler var. Metroyu da tercih edebilirsiniz. Avtovagzar olarak telaffuz ediliyor. Bu arada uçak için de Teyyare deniliyor J Otogarları yeni yapılmış, Titanik Gemisi ilham alınmış mimari yapısında. Söylediklerinde hak veriyorsunuz fakat öncesinde fark edememiştim.


Ek olarak çoğu yere ve hatta Gürcistan’ın başkenti Tiflis’e (Tibilisi) bile kara trenlerle yolculuk yapabiliyorsunuz. Bu trenlerin kaçak götüren gemiler misali perdesiz, aralıksız, kompartmansız, yanyana dizili yataklı vagonları da aynı zamanda kompartmanlı nefes alınabilir başucu lambalı vagonları da var. Ve tabi plus kart adı altında satılan iki kişilik lüks vagonları da. Her vagondaki yatak için yastık, battaniye ve temiz çarşaflar veriliyor. Binerken mutlaka kimlik kontrolü yapılıyor ve satın alırken de mutlaka kimlik belgeniz yanınızda olmalı. Bu durum yurt dışından gelen bireyler için pasaport taşıma zorunluluğu olarak geçerli elbette.
            Trende çay demlemek için kullanılan semaverler var. Belli saatler arası vagon görevlisi demliyor ve isteyenlere ikram ediyor tabi bir ücreti var nedense ikram değil.


            Azerbaycan’da Sovyet Rusya’nın etkilerini mutlaka görüyorsunuz. Kullanılan trenlerde Kiril Alfabesini’nin izlerini görmeniz mümkün. Sovyetler Birliği izlerini mutlaka hissedeceksiniz. 


            Bu durum elbette ki dillerine de yansımış. Azerbaycan dili içinde Türkçe, Rusça ve İngilizce barındırıyor gibi görünüyor. Kendileriyle elbette anlaşabiliyorsunuz zira oldukça yeterli miktarda ortak kelimelerimiz var. Ayrıca Türk dizilerine merakları yüksek oldukları için, bilhassa İstanbul’u çok merak ediyorlar, Türkçe’ye oldukça hakimler. Ben kaldığım 12 günlük süre içerisinde aşina olmaya başlamışken onlar Türkiye Türkçesi’ne zaten hakimlerdi. “Listening”in önemini bir kez daha görüyoruz sanki. Gezmek, keşfetmek sadece tarih, kültür birikimi sunmuyor aynı zamanda aynı dilin alt yapısını paylaştığınız bir ülke içinde bile dil öğrenmenin metotlarını keşfediyorsunuz. Burada elbette aynı alt yapının kolaylaştırıcı etkisi olsa da benim gibi onlar da aşina olmayabilirdi çünkü farklı kelimelerde hayli mevcut. Dizilerden, Türkçe şarkılardan öğrenmeleri hiç zor olmamış. 5 yaşındaki güzel Tunzale de benimle Türkiye Türkçesi konuştu J Siz de anlıyor ama bazen şaşırıyorsunuz. Mesela aşağıdaki örnek, evet anlayacaksınız ama bu kelimeleri bu cümlede kullanmak aklımıza gelir miydi?
Gedis Haqqı 20 qep.
Gidiş Ücreti 20 kapik,  J
            Duyabileceğiniz birkaç örnek vereyim
            Söykenmeyin: Yaslanmayın (metro kapılarında göreceksiniz)
        Düşmek: İnmek anlamında kullanılıyor sizin düşmenizi istediklerini düşünmeyin J “Vagonlardan düşerken eşyalarınızı yanınızda götürmeyi unutmayınız” metro anonsu J
            Zenk etmek: Aramak
            Kapılar bağlanıyir (nasıl yazılıyor inanın bilmiyorum) metro anonsu
            Tapammıram: bulamıyorum
            Oxşıir: benziyor
            Başa düşmek: anlamak
            Başa salmak: anlatmak
            Tanımak: durağı tanırsan? Yolu tanırsan? Bilirsen demiyorlar, tanırsan??
            EN MEŞHURU: YAXSİ !!
X harfini gırtlaktan okuyorlar. Türkiye’den gelen misafirler genelde “h” sesiyle telaffuz ediyorlarmış, pek beğenmiyorlar, neyse ki ben doğru çıkarabildim. Bir de ters e muhabbeti var tabi..
            Metrolar’da, avtobüslerde (otobüs) 0,20 qep. Yaklaşık 0,40 kuruş yani. 1 manat 2 Türk lirası ediyor genelde, o civarlarda. 500 tl ile giderseniz elinizde 250 manat oluyor belki daha az. Ama alım gücüne yetiyor paranız. Pahalı kafeler dışında uygun bir ülke. Sigara ve alkol çok ucuz. 1 manata bile sigara var ama ben kullanmadığım için size marka ismi veremeyeceğim. Azerbaycan birası 1,29 manattı. AVM’de yemekler 3 manattan başlıyor lakin salataları 7 manat. Çok garipsemiştim ben. 5 tl’ye aldığımız salataya 7 manat (14tl) verdim. Bilmiyordum tabi fiyatını J
       Bakü’de metro kullandım. Gürcistan ile de benzer bir özellikleri, Sovyetlerin etkisi, metrolar… Yerin oldukça altındalar ve çok havasızlar. Genellikle tek yürüyen merdivenle hayli dik bir yokuşu tırmandıktan sonra yeryüzüne ulaşıyorsunuz. Sovyetler zamanı yapılan bu yerler gerekli olursa sığınak olarak kullanılabilsin diye böyle inşa edilmiş sanırım. Bir yağmurda denize dönmesinden daha iyidir, gibi düşünsem de gerçekten çok havasız. İki durak arası 2-3 dakika sürüyor. Metro ve belediye otobüslerine Bakü Kart kullanıyorsunuz ki dolum makinelerinden 1-2 manata tedarik edebiliyorsunuz. Özel otobüslere 0,20 qep ücret ödüyorsunuz. Metro güzergâhını da aşağıda paylaşayım.

Taksi bence uygun. Pazarlık yapıp binmeniz daha uygun olur. Bazılarında taksimetre yok, bazıları varsa da açmayabiliyor. İstanbul’da en az 50 tl vereceğiniz yola 5 manat yani 10 tl ödedik. Petrol elbette çok uygun.1 litresi 0,90 manat.
28 May diye önemli bir aktarma istasyon var. Cumhuriyet tarihlerinin verildiği meydan. 20 Yanvar ise 20 Ocak Sovyet Rusya’nın Yıkılışı: Kara Ocak. En kanlı, çöküş dolu ama bağımsızlık temellerinin de tohumlarının atıldığı bir gün. Bağımsızlığa atıf yapılan günler meydan ve durak isimlerine verilmiş. İçeri Şeher, surlarla çevrili kökeni yüzyıllar öncesine dayanan şehir merkezi, Hazar Denizi etrafında şekillenen Bakü’de Rusça bilen sayısı hayli yüksek olsa da Gürcistan’a göre de az. İngilizce’den de kelimeler seçmişler dağarcıklarına;


Başta anlamakta zorluk çekmiştim. Soldaki kelimelerin zorunlu yazılan ortak dilimiz İngilizce ifadeler olduğunu sonra anladım, soldakiler tabi ki Azerbaycan dilinin ürünlerinden. Bakü’de 28 May’den İçeri Şeher’e ya da tam tersi yürümenizi mutlaka tavsiye ederim. Mimari yapılarına bakın, caddelerini turlayın, çeşmeler meydanına uğrayın, Bakü’yü içinize çekin!

1991-1992 tarihleri itibariyle bağımsızlığını kazanan Azerbaycan’ın ilk cumhurbaşkanı Heydar Aliyev. Her yerde, bilhassa devlet kurumlarında mutlaka kendisinin portresi asılı ve günümüz Cumhurbaşkanı oğlu İlham Aliyev’in fotoğrafı da kendisine eşlik etmekte. Bağımsızlık mücadelesi içinde diktatörlüğü andıran bir hava var, bilmem tanıdık geldi mi? Koruma altına alınan Göygöl ve çevresinin ziyarete açılmasıyla Cumhurbaşkanı İlham Aliyev’in oğlu için yapılan eve zemin oluşturduğunu biliyor muydunuz? Bu evin Göygöl’e inen bir de asansörü var. Heydar Aliyev’in sözlerini devlet kurumlarında görebiliyorsunuz.


            Bilime ve sanata verilen değer heykellerle kendini göstermiş. Sanatçıların; şairlerin, bestekârların ayrı ayrı heykelleri var sokaklarda. Merkezin ortasında konservatuar binası ve önünde ünlü bestekârın heykeli var: Üzeyir Hacıbayov. Ayrıca edebiyat müzesi yapmışlar, her bir pencere önünde sunulan sütunlarda farklı şairlerin heykelleri var. Ulusal Sanat Müzesi var ki mutlaka tavsiyelerimiz aslında zira vakti ve maddi gücü fazla olmayan kişiler için ideal. Çünkü içinde halı, arkeoloji, modern sanat, eski Bakü ve kültürel öğeler barındırıyor. Bir taşla üçten fazla birikim elde etmiş oluyorsunuz. Üniversitede en önemli bölümleri İktisat. En yüksek puanları tercih edenler arasında İktisat yazan oldukça fazla. Azerbaycan’dan Türkiye’ye burslu gelen öğrenci sayısı da hayli yüksek.
           Etçil ve benim sütçül diye tarif ettiğim bir ülke. Etsiz yemek yemekte zorlanıyorlar. Etsiz hayat imkansız gibi. Ayrıca hayvanın sütünden yararlanmayı da ihmal etmiyorlar. Süt, yoğurt, peynir olmazsa olmaz. Lakin kahvaltıda sakin takılıyorlar. Çeşit az. Her şey aynı anda yenir mi canım, o ne öyle. Kavun, peynirli kahvaltılar gördüm. Ayrıca bir kafede kahvaltı yapmak isterseniz tek çeşit söylemeniz de hiçbir sakınca yok. Sofra az çeşitle donatılırın öyküsü Azerbaycan’da. Misafire mutlaka takdim edilen yöresel yemeklerinden biri Azerbaycan Pilavı. Ayrıca meşhur tatlıları da var: Şeki Baklavası, Şekerbura. Ve tabi Sovyet estinlerinin getirdiği yiyecekler de var: Mannı Kaşa, Blinçik gibi. Mannı Kaşa genelde kahvaltıda tercih ediliyor sütlü, sıcak ve tereyağlı servis ediliyor. Blinçik ise hamur işleri menüsünde lezzetli ve hafif.

     Söylemeden geçemeyeceğim tanıdığım bütün kadınları dehşet çalışkan ve enerji dolu gördüm. Çocuk yetiştirmek, ev işleri, maaşlı işlerinin yanına süslenip kuşanmayı, gezmeleri tozmayı ihmal etmiyorlar. Ve fakat ev işleri genel olarak kadını yükü üzerinde. Diğer yandan metroda ayakta bir kadın gördüklerinde hemen ye veriyorlar ve genelde yanınız boşsa bile oturmayabiliyorlar. Ve gece 10 gibi sakin bir mahallede evinize dönüyorsanız genel olarak erkeler size yol açarlar, hemencik evinize gidebilin diyeymiş :)

       Yani bir şekilde kadınlara saygı ahlaki kuşatmadan geliyor. Kadınlar özgürleştikçe metroda yanına erkek de oturabiliyor, kadın ayakta da gidebiliyor, ev işlerini partneriyle birlikte de yürütebiliyor. Kadın işi erkek işi ayrımlardan vazgeçiliyor belki, zamanla. Kadın ağır eşya taşımaya başlarken polis de olabiliyor. Ama diğer yandan tecavüz sayısı da artış gösterebiliyor. Bunun sebebi hak arayışının artmasından kaynaklı tespitlerin daha fazla yapılıp haberlerin gündeme gelmesi de olabilir. Yahut toplum kültürü değiştikçe saygının yönü ve davranışın boyutu da değişebiliyor. Ve evet Azerbaycan’da hiç ezan sesi duymadım ama hiç tacize de uğramadım sıkış tıkış otobüslerine binsem de…

    Ve tüm ülke sizi misafirperverlikle karşılıyor, neşeli sohbetler ediliyor ve Türkiye’ye gönülden selam yolluyorlar J

7 Ağustos 2017 Pazartesi

AY TUTULMASI


GÖK OLAYLARI İZLENMEYE DEĞER Mİ J
Ankara Üniversitesi Kreiken Gözlem Evi (Rasathane)


7 Ağustos 2017: Dolunay ve Parçalı Ay Tutulması
Denizi, gökyüzünü bazen kumsala uzanıp yıldızları izleriz ya, gök olayları tüm gizemiyle insanları her daim içine çekmiştir. Bu çekim teleskopların varlığıyla hem bilime hizmet kaynağı haline gelmiş hem de ilgili turistlerin dikkatini çekmiştir. Ben o ilgili turistlerden oluyorum J
Evren; gezegenler, yıldızlar ve süpernovalarla, çekim kuvvetleri ve yörüngeleriyle, kara maddesiyle hala tüm gizemini korumakta. Elbette geçmiş yıllara nazaran hayli araştırma eklenmiş lakin gözlenmesi zor ve emek isteyen, zaman kavramının sarsıldığı bu koca evreni tanımlamak elbette zor olacaktır. Dünyamız ve evrendeki yeri ve katmanları, evrenin oluşumu içinde kozmik takvimdeki yerimizi merak ediyorsanız COSMOS adlı yazımı okumak için buraya tıklayabilir ve esinlenilen diziyi izlemeyi düşünebilirsiniz J
Birden fazla galaksi ve onca gezegen içinde yaşamımızı Dünya üzerinde sağlıyoruz ve yörüngemiz ay. Güneş, dünya, ay kendi düzlemlerine sahipler ve bildiğiniz gibi dünya kendisi ve Güneş’in etrafında, Ay ise kendi ve Dünya etrafında dönüşünü tamamlıyor. Ve ilginç nokta şu ki biz Dünya’dan her zaman Ay’ın aynı yüzünü görüyoruz. Çünkü Ay’ın kendi etrafında ve Dünya’nın etrafında dönüş hızı neredeyse aynı. Bu yüzden Ay’ın karanlık yüzü her zaman uzay boşluğuna bakıyor ve bizi selamlayan yüzü her daim bize bakıyor.
Tutulmalar da Ay’ın gözlenmesi için en muhteşem zamanlarından sayılıyor. Ay’ın Dünya’ya uzaklığı sürekli değiştiği için tutulmalar da değişiklik gösteriyor. Yani Dünya her zaman Ay’ı tam olarak gölgeleyemiyor ve Dünya’nın Güneş’ten yansıttığı ışığın ay yüzeyinden tekrar bize yansımasıyla Ay’ı kızılımsı görme şansını elde ediyoruz.
Bu yazımızda Ankara’dayız. Ankara Üniversitesi Kreiken Gözlem Evi ( Rasathane ) kapılarını uzay bilimi ilgililerine gök olayları dahilinde açıyor. Öğrenci: 2.5, Tam:5 Tl. İçerde günün olayına dair bilimsel sunumlar yapılıyor öncelikle. Merak etmeyin terimsel ifadeleri fazla kullanmıyorlar J Daha sonra hava şartlarına göre teleskoplar kuruluyor ve gözlem evleri açılıyor.

Gözlemevi/ Resim
Sıraya girerek Ay’ı daha yakından gözlemleme şansı elde ediyorsunuz. Fotoğrafta gördüğünüz gölgelik kısım Dünya’nın gölgesi, tutulmanın sonlarına doğru ay kendini gösterebildi ( hava şartları ). Eğer varsa ve çekim yapmayı seviyorsanız mutlaka makinenizi yanınıza alın ve pes etmeden çekmeye devam edin. Benim bu pozu yakalamam 10 yanlış çekime mal oldu J Tabi gece çekimi olduğu için tripotunuz varsa daha şanslısınız ama halk günü olduğunu ve etrafta herkesin hevesli ve çocuklu olduğunu unutmayın J
Makine ve flash ayarınıza göre Ay’ın kendi rengini yakalama şansınız da olabiliyor. Ben makineyi hangi ayarda bıraktığımı şu an hatırlamıyorum J
Kurum gönüllüleri, öğrencileri ya da çalışanları hevesli ve birikimli. Tüm sorularınıza ve ilginize karşılık veriyorlar ve onlarla sohbet etme şansını da elde etmiş oluyorsunuz. İçeride çay, kahve ikramları yapılıyor küçük ücretlerle. Ve içeride Ali Kuşku Gök Bilim Merkezi’ne ücretsiz giriş hakkı veren biletler dağıtıyorlar tabi her etkinlikte mi bilmiyorum. Rasathane bahçesini bir lise ile paylaşıyor. İçeri girdikten sonra lisenin önünden geçip gözlemevine doğru çıkmanız gerekiyor. Liseyi görünce vazgeçmeden devam edin J Basket sahası geçeceksiniz, spor salonu görüp yanlış yere mi gidiyorum diyeceksiniz ama korkmayın doğru yoldasınız. Spor salonu önünüzdeyken soldan bir yol çıkıyor o yola girince sizi şişmiş bir astronot karşılıyor olacak ve böylece geldiğinizi anlayacaksınız J
Flash ayarlı çekiminizde gökteki gezegenler de bu devasa astronota eşlik ediyormuş gibi görünecek J Serin havaya fazla dayanamayan astronot bazen boynunu eğebiliyor J
Ve çocukların eğlencesi haline geliyor J
Rasathane’ye özel günler dışında gitmek isterseniz, grup halinde rezervasyon yaptırmalısınız. Mesai saatleri içinde arayarak randevu alabilir ve sizin hazırlanan gözlem ve bilgi şölenine katılabilirsiniz. En yakın tarih 12 Ağustos Meteor Yağmuru için, kaçırmayın J
Ayrıntılı bilgi için: http://rasathane.ankara.edu.tr/

ULAŞIM
Rasathaneye ulaşım Kızılay’dan 191,192,193 ve 194 nolu otobüslerle sağlanabiliyor lakin gece etkinlikleri oldukları için 20.30-23.00 arası sürüyor etkinlik ve dönüş otobüsleri maalesef o saatlerde yok. Yani rasathane yakınlarında oturmuyorsanız arabasız ulaşım en azından dönüşü hayli güç. Arabayla İncek yoluna girmeniz  ve Or-An istikametinde devam etmeniz gerekmekte. Navigasyonda işaretlenmiş adres doğru biz de navigasyonla gittik J

Gönüllük Üzerine
Bu konu hakkında gönüllü çalışma henüz keşfedemedik lakin tezsiz yüksek lisans programları ya da müsait olduğunuz süre zarfında halk günlerine katılmanız, çocuklarınızı, sevdiklerinizi haberdar edip, getirmeniz de bu konu üzerine hoş bir gönüllük sağlayabilir. Ali Kuşku Gök Bilim Merkezi için gönüllü odaklı bir yatırım öğrenebilirsek hemen sizlerle paylaşacağız. Kesfeden.kim, eğer sizlerseniz takipte kalın J

Günün Müziği
Çok klasik olacak ama uzanın şu yıldızların altına, alın sevdiğinizi yanınıza, söyleyin şarkınızı: Yıldızların Altında J
Günün Resmi

Kesfeden.kim eğer siz de birer Keşifer iseniz takipte kalın!! Yazılarınızı, fotoğraflarınızı gönderebilirsiniz. kesfedenkim@gmail.com


EDEBİYATIN HASTA İNSANLARI "MI?"

Sosyal eşitsizlik ve ayrımcılık pek çok romanın da konusu olan sosyal bir süreçtir. İnsanlar tarafından yaratılmış ve koşulsuz bağlılık ...