GEZİ KEŞİFLERİ

1 Şubat 2014 Cumartesi

MÜZELER VE REHBERLİK


            Müzenin kapısından içeri girildiğinde ne hisseder insan? Heyecanlanır, meraklanır mı? Yoksa bir görev bilinciyle mi dolaşmak ister müzenin koridorlarını? Her deneyiminde yine de bir keşfetme yolcuğu değil midir adımları? Bilhassa kendi kültürünü, geçmişini, şu anı ve geleceğini…
            Kendi kültürlerini tanımak isteyen ülke vatandaşlarından dahi giriş ücreti bir yana bir de rehber ücretleri alınıyor. Sadece Topkapı müzesine giriş 35 lira, ki artmış olabilir, üstelik tekrar sesli rehber ücreti ödenmeli. Müzekart imdada yetişiyor diyoruz bir yerde fakat sesli ya da asil rehberler hala cepleri yakan türden. Öğrencidir diye müzekart veriliyor şahane her müzede tekrar sesli rehber fiyatlandırması karşınıza çıkıyor. Yerebatan Sarnıcı’na giriş öğrenci 5 lira, sesli rehber 15 lira. Hani öğrenciydim. Müzekartla Göreme Açık Hava Müzesi’ne giriş yapabiliyorsunuz, şahane, fakat yine sesli rehber. Zaten açık hava müzesi, yürüyerek okuyarak keşfederiz de demeyin zira biz denedik avcumuzu yaladık. Çatısına girdiğiniz yerin adından başka bir bilgi içermiyor müze içerisine. Gizlice rehber gruplarını dinlemeye çalıştığınızda da ücretini ödemeyenler dinlemesin diye azar işitiyorsunuz ( bknz: ben ). Öğrenmek, keşfetmek, kendi kültürünü, yabancı kültürleri, geçmişini, geleceğini tatmak isteyen bireyler önce cebini yakmalı. Asgari ücreti esas alarak düzenlenemez mi bu ücretler mesela. Dört kişilik bir ailenin müze masrafını düşünün. Zaten geçinemiyor o ayrı da iyice eve kapansın, bilimden, tarihten, felsefeden, sanattan ve işten geriye kalan her şeyden uzak kalsın. Böyle olmak zorunda değil elbet. Mesela Ankara’daki Ulucanlar Müzesi giriş öğrenci 2 lira, tam 5 lira. Sesli rehber de ikisinin arasında. Kar etme düşüncesi olmadığı zaman ve müzenin sergilenişi çıkara da hizmet edebiliyorsa fiyatlar düşük tutabiliyor demek ki.
            Bir başka yol ülke vatandaşlarına indirimli tarife uygulamak. Evet müzeler aynı zamanda turizm kaynağı kimse aksini söylemiyor lakin o topraklara hizmet eden bireylerin o topraklarda yer alan kültür miraslarını keşfetmeye, öğrenmeye hakkı da olmalı ve bu kapitalist rejim altında boş zaman kavramını değerlendirmeyi unutan emekçilere keşfetmenin kapıları aralanmalı. Makedonya’da çifte tarife ile karşılaşmıştık mesela. Çarpı iki fiyat turiste, turizm kaynağı için, indirimli fiyat ülke vatandaşına keşfetmesi için. Kur farkları ve turizm gelir kaynağı göz önüne alındığında insan bir nebze hak verebiliyor elbet ama keşke her müze keşfetmek isteyen herkes için kapılarını açık tutsa ve cepleri yakmasa…
            Dünyayı değiştiren ırk olarak ( insan ırkı ) bu değişimin nasıl gerçekleştiğini görmeyi, nereye gideceğini tahmin etmeyi hak etmiyor muyuz?
Kesfeden.kim eğer siz de birer Keşifer iseniz takipte kalın!! Yazılarınızı, fotoğraflarınızı gönderebilirsiniz. kesfedenkim@gmail.com


FLORYA ATATÜRK KÖŞKÜ



İstanbul Florya Atatürk Köşkü, Atatürk’ün bölgeye olan ilgisi ve yazlık ziyaretleri sonucu İstanbul Belediyesi’nin Atatürk’e armağan etme isteği üzerine inşaat başlamıştır. İnşaat halindeki yapıyı Atatürk birkaç defa ziyaret etmiş ve beğendiğini dile getirmiş. Florya sahilinde denize doğru uzanan bir köşktür. Atatürk’ün İstanbul ziyaretlerinde kullandığı bir köşktü. Dış ülkelerden gelen konukların ağırlandığı ve bazı politik toplantıların da yapıldığı bir mekan olarak kullanılan köşkte aynı zamanda Atatürk birkaç günlük tatil yapmıştır. Bir zamanlar İstanbul’un da suyu temizdi ve Florya sahilinden de denize girilebiliyordu. Köşkün duvarlarında Atatürk’ün denize girdiği ve halkın da denizde olduğu fotoğraflar, Atatürk’ün sandalda, manevi kızı Ülkü’nün fotoğrafları var. Aynı zamanda kullandığı eşyalar da mevcut Atatürk’ün. Gazi Mustafa Kemal’in odası, kızı ülkünün odası ve Halka açık plajda ülke yöneticisinin ve halkın olduğu küçük tatil kaçamakları ne hoş geliyor kulağa değil mi?
Günümüzde bu yapı Cumhuriyet Dönemi mimari eserlerinden biri olarak görülmektedir. Deniz üstünde kazıklar üzerine yerleştirilmiş bir yapıdır. İskele ile kıyıya bağlanmaktadır.
Sahilde artık denize girilmese de, halka açık değil artık, yürüyüş yapmak ve koruda gezmek mümkün. Köşkün arkasında görebileceğiniz diğer yapılar misafir ağırlamak için kullanılmış ve mutfakta köşkün dışındaki arkadaki yapılardan birine konumlandırılmıştır. Yapı şekil olarak gemiyi andırıyor. Denizin üstünde konumlanması, içerideki odaların konumlandırılması da güverte ve kamaralar tadında işlenmiş. O dönemin ezberi bozan çalışmalarından biri olarak görülebilir J
Arkadaki binaları gezmek mümkün değil zira günümüzde milletvekilleri ve özel kimseler tarafından konaklama amaçlı kullanılabilmekte olduğunu ifade ettiler.
Müzeye giriş öğrenciye sadece 1, tam içinse 2 buçuk lira ve rehber sizinle birlikte gezerek köşk yapı ve tarihini misafirlere anlatıyor. İşte müzeler de en sevdiğim nokta. Ek ücret talep edilmeden görmek ve öğrenmek istediğiniz yerin sizlere aktarılması ama ne yazık ki bu imkanı pek çok yerde edinemiyoruz. Müzeler, rehber hizmetleri ve turizm üzerine, yazımı okumak isterseniz Müzeler ve Rehberlik adlı yazıya geçiş yapabilirsiniz.
Sahile dönelim şimdi de. Müzeyi gezdikten sonra hemen ayrılmayın. Sahilde zaman geçirin, arkadaki yapılara imrenerek bir bakın J sonra da martıların tadını çıkarın. Korkutmadan yanlarına yaklaşmayı denedim fakat çok başarılı olamasam da onların üzerimde uçuşlarını kollarımı açıp gökyüzüne bakarak izledim. Onlar etrafınızda uçarken kollarınızı açtığınız ve karın çiselediği bir fotoğraf karesi düşleyin.. Mutlaka deneyin J

Aynı zamanda sahile vuran deniz kabuklarını incelemenizi ve beğendiklerinizi toplamanızı öneririm J Gittiğim tüm sahillerden topladığım bir deniz kabuğu koleksiyonum var ve kesinlikle insan anılarına dönüyor ikinci tavsiyem J

ULAŞIM
Köşk Bakırköy’e bağlı ve Florya’ya bağlı olmasıyla birlikte Metrobüs ile ulaşmak pek mümkün değil. Müzeye Florya-Yenibosna arasında işleyen 73T otobüsleri ile ulaşılabilir. Arabanız varsa en güzeli.
Diğer gezilerimizde görüşmek üzere. Kendini genç hisseden ve gezmeye doyamayan herkese gelsin. keşfeden.kim J

GÖNÜLLÜLÜK ÜZERİNE
Bu haftaki tavsiyemiz eğer ki üniversite öğrencisiyseniz okulunuzda sizi tarif eden, ilgi alanınıza uyan kulüpleri araştırmanız ve fikirler geliştirmeniz. Neden üye olmayasınız. Mezunlar için ise gönüllü ruhunuzu doyuracak dernekler araştırabilir ve üyelik işlemleri kovalayabilirsiniz. Örnek liste aşağıda J
TOÇEV: Tüvana Okuma İstekli Çocuk Eğitim Vakfı
GreenPeace: Yeşil Barış
Atatürkçü Düşünme Derneği
Tiyatro Kulübü
Doğa Kulübü
Okulunuzun başka kulüpleri…
Kesfeden.kim ? Eğer sizseniz takipte kalın J
Günün Müziği
            Atamızı ve Selanik’i yad edelim, ben bu türküyü çok severim
            Selanik Türküsü- Bir fırtına tuttu bizi
Kesfeden.kim? eğer siz de birer KEŞİFER iseniz takipte kalın!! Yazılarınızı, fotoğraflarınızı gönderebilirsiniz. kesfedenkim@gmail.com

EDEBİYATIN HASTA İNSANLARI "MI?"

Sosyal eşitsizlik ve ayrımcılık pek çok romanın da konusu olan sosyal bir süreçtir. İnsanlar tarafından yaratılmış ve koşulsuz bağlılık ...